*256 Bit SSL Sertifikası * Full Mobil Uyumlu * Full SEO Uyumlu
İsterseniz Mobil Uygulama Seçeneğiyle
Blockchain teknolojisi son yıllarda hızla yaygınlaşan bir teknolojidir. Başlangıçta sadece finans sektöründe kullanılan blockchain teknolojisi şimdilerde birçok sektörde kullanılmaktadır. Sanat sektörü de bu kullanılan sektörlerden biridir. Bitcoin adıyla ünlü blockchain tabanlı kripto para birimi sayesinde blockchain teknolojisiyle tanıyıp, daha sonra sanat sektörüne uyarlandı.
Sanatın kutsal özellikleri nedeniyle özellikle eserlere ilişkin sahiplik bilgileri konusunda güvenilir ve şeffaf veri yönetimine ihtiyaç duyulur. Birçok sanatçı, müzayede evi, galeri ve müze sahipleri, bir eserin sahibi konusunda doğru bilgilerin elde edilmesi gerektiğini bilirler. Bunun için blockchain teknolojisi devreye girer. Blockchain teknolojisi esere ait özellikleri, sahiplik bilgileri ve dünya üzerindeki başka müzelerin koleksiyonlarında da olup olmadığını kaydederek sanat piyasasında şeffaf bir veri yönetimi sağlar. Bu nedenle her işlem güvenilir bir şekilde kaydedilir ve değiştirilemez bir yapısı olduğu için herhangi bir sahtekarlığın önüne geçilerek sanat eserleri için adil bir piyasa oluşturulabilir.
Örneğin, Belçikalı çizgi roman yazarı ve çizeri Johan de Moor, kripto sanat konusunda öncüllerden biridir. De Moor, 2014 yılında kripto sanatta pazarlık yapmak için Fez ve Swap gibi blockchain tabanlı platformlar oluşturdu. Sanatçıların eserlerini blok zincirinde depolamasına izin veren Swap, sanatçıların eserlerinin çalınmasını veya sahtekarlığını önlemelerine yardımcı olduğu için güvenli ve şeffaf bir pazarda sanat eseri ticareti yapmanın yanı sıra eserlerinin doğruluğunu garanti edebilir.
2018 yılında İngiliz sanatçı Matt Liston, blockchain teknolojisi kullanarak ilk kripto dinsel eserler koleksiyonunu oluşturdu. Koleksiyon Üçlü Birlik, Kıyamet Günü, İsa’nın İkinci Gelişi, Kutsal Ruh, Göklerin Efendisi, Aziz Petrus, Aziz Paul ve Başmelek Mikail'in bitcoin tabanlı ara yüzlerini içeriyor. Liston, San Francisco Chronicle'a verdiği bir demeçte, Bu eserlerin kaydedilmesi için blockchain teknolojisini kullanmak, en önemli eserlerin doğruluğunu ve sahipliğini doğrulamak için bir güvence sağlar.
Sanat sektöründeki blockchain teknolojisi uygulamaları yaygınlaştıkça, sanat dünyası daha şeffaf ve adil bir yapıya sahip olacaktır. Blockchain teknolojisi sayesinde sanat eserlerine ilişkin sahiplik bilgileri doğru kaydedilerek müşterilerin gönül rahatlığıyla eserleri satın almaları sağlanacaktır.
Blockchain teknolojisi son yıllarda hızla yaygınlaşan bir teknolojidir. Başlangıçta sadece finans sektöründe kullanılan blockchain teknolojisi şimdilerde birçok sektörde kullanılmaktadır. Sanat sektörü de bu kullanılan sektörlerden biridir. Bitcoin adıyla ünlü blockchain tabanlı kripto para birimi sayesinde blockchain teknolojisiyle tanıyıp, daha sonra sanat sektörüne uyarlandı.
Sanatın kutsal özellikleri nedeniyle özellikle eserlere ilişkin sahiplik bilgileri konusunda güvenilir ve şeffaf veri yönetimine ihtiyaç duyulur. Birçok sanatçı, müzayede evi, galeri ve müze sahipleri, bir eserin sahibi konusunda doğru bilgilerin elde edilmesi gerektiğini bilirler. Bunun için blockchain teknolojisi devreye girer. Blockchain teknolojisi esere ait özellikleri, sahiplik bilgileri ve dünya üzerindeki başka müzelerin koleksiyonlarında da olup olmadığını kaydederek sanat piyasasında şeffaf bir veri yönetimi sağlar. Bu nedenle her işlem güvenilir bir şekilde kaydedilir ve değiştirilemez bir yapısı olduğu için herhangi bir sahtekarlığın önüne geçilerek sanat eserleri için adil bir piyasa oluşturulabilir.
Örneğin, Belçikalı çizgi roman yazarı ve çizeri Johan de Moor, kripto sanat konusunda öncüllerden biridir. De Moor, 2014 yılında kripto sanatta pazarlık yapmak için Fez ve Swap gibi blockchain tabanlı platformlar oluşturdu. Sanatçıların eserlerini blok zincirinde depolamasına izin veren Swap, sanatçıların eserlerinin çalınmasını veya sahtekarlığını önlemelerine yardımcı olduğu için güvenli ve şeffaf bir pazarda sanat eseri ticareti yapmanın yanı sıra eserlerinin doğruluğunu garanti edebilir.
2018 yılında İngiliz sanatçı Matt Liston, blockchain teknolojisi kullanarak ilk kripto dinsel eserler koleksiyonunu oluşturdu. Koleksiyon Üçlü Birlik, Kıyamet Günü, İsa’nın İkinci Gelişi, Kutsal Ruh, Göklerin Efendisi, Aziz Petrus, Aziz Paul ve Başmelek Mikail'in bitcoin tabanlı ara yüzlerini içeriyor. Liston, San Francisco Chronicle'a verdiği bir demeçte, Bu eserlerin kaydedilmesi için blockchain teknolojisini kullanmak, en önemli eserlerin doğruluğunu ve sahipliğini doğrulamak için bir güvence sağlar.
Sanat sektöründeki blockchain teknolojisi uygulamaları yaygınlaştıkça, sanat dünyası daha şeffaf ve adil bir yapıya sahip olacaktır. Blockchain teknolojisi sayesinde sanat eserlerine ilişkin sahiplik bilgileri doğru kaydedilerek müşterilerin gönül rahatlığıyla eserleri satın almaları sağlanacaktır.
*256 Bit SSL Sertifikası * Full Mobil Uyumlu * Full SEO Uyumlu
İsterseniz Mobil Uygulama Seçeneğiyle