Göbeklitepe: Dünyanın En Eski Tapınaklarından Biri

Adı : Göbeklitepe: Dünyanın En Eski Tapınaklarından Biri

Göbeklitepe, Türkiye'nin Şanlıurfa ilinde bulunan ve dünya tarihine damga vuran bir arkeolojik alanıdır. Dünyanın en eski tapınaklarından biri olarak kabul edilen Göbeklitepe, tarih öncesi insanların sosyal ve kültürel hayatına dair önemli ipuçları vermektedir.
Göbeklitepe, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi arkeoloji bölümü profesörü Dr. Klaus Schmidt tarafından keşfedilmiştir. Kazı çalışmaları ise 1995 yılında başlamış ve henüz tamamlanmamıştır. Alanın sadece %5'i kazılmış olmasına rağmen, burada bulunan taş anıtların yaşı 10,000 ila 8,000 yıllarına kadar uzanmaktadır.
Göbeklitepe'de bulunan taş anıtlar, diğer tarih öncesi alanlardan farklıdır. Çünkü burada bulunan yapılar, avlanma, hayvancılık ve tarımdan çok, dini inançlarla ilgilidir. Taş anıtların üzerindeki kabartmalar ise, hayvan figürleri ve sembollerle doludur. Bu figürlerin, o dönemdeki insanların takvimlerinde, festival ve ritüellerinde kullanıldığı düşünülmektedir.
Göbeklitepe'nin bulunmasıyla, tarihçilerin ve arkeologların evrim teorisi hakkındaki düşünceleri değişmiştir. Çünkü, bu kadar büyük ve işlevsel bir yapıyı, ilk insanların henüz avcı-toplayıcılık döneminde olduğu varsayılan zamanda inşa etmeleri mümkün görülmemektedir. Dolayısıyla, Göbeklitepe, insanlık tarihi hakkındaki bilgilerimizi yeniden gözden geçirmemizi sağlamaktadır.
Göbeklitepe'nin diğer önemli bir özelliği de, burada bulunan taş anıtların herhangi bir işleme ya da inşa tekniği kullanılmadan beş ila on ton ağırlığında olan kaya bloklarından yapılmış olmasıdır. Bunun nasıl başarıldığı hala bilinmemektedir.
Günümüzde, Göbeklitepe, dünya kültür mirası listesine alınmıştır ve ziyaretçi akınına uğramaktadır. Buranın bulunması, insanlık tarihindeki önemini ve keşfedilmemiş mücevherleri gözler önüne sermektedir.
Sonuç olarak, Göbeklitepe, insanlık tarihindeki bir dönemin inanç ve kültür hayatına dair bize verdiği bilgilerle, tüm dünyada büyük bir merak ve ilgiyle takip edilmektedir. Bu alan, arkeolojik çalışmaların devam ettiği ve yeni keşiflerin beklenildiği bir yer olarak, tarihimizi ve kültürümüzü anlamak için önemli bir kaynaktır.