Türk Edebiyatında Savaş Romanları

Adı : Türk Edebiyatında Savaş Romanları

Türk edebiyatında savaş konulu romanlar, ülkemiz tarihinde yaşanmış savaşların izlerini taşırlar. Hem kahramanlık destanları anlatır hem de bir yandan insanların acımasızlığına, yıkıcılığına dikkat çekerler. Türk edebiyatı, çeşitli yazarları tarafından savaşın insanlık için ne kadar trajik ve baskıcı bir durum olduğunu anlatır.
Yakın Türk edebiyatı romanlarından birisi olan Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1932 yılında yayınlanan romanı Çıplak Deniz savaşın insana ne kadar müdahaleci olduğunu anlatıyor. Roman Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda yaşadıklarından esinlenerek yazılmıştır. Esirler, göçükler, hastane koridorlarındaki mezarlar ve sevdiklerini kaybetmenin acısı gibi birçok korkunç durumu anlatan roman, savaşın insan psikolojisi üzerindeki etkilerini açıkça ortaya koyar.
Yine Türk edebiyatında savaş konulu romanlardan birisi Sabahattin Ali'nin romanı Madonna'nın Son Hayali. Bu roman da yine Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisinin sonrasındaki dönemi anlatır. Bu dönemde İstanbul'da yaşanan yoksulluk, sefalet, göç ve kayıplar ile savaşın masum insanlar üzerinde bıraktığı izleri öykü sayfasında okuyucuya aktarılır.
Savaş romanlarında değinilen bir diğer konu da aşk üzerine yazılan hikayelerdir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Dünya Harikalarından adlı romanında, aşk ve savaşın kesişiminde, savaş bölgesinde bir kadının aşkı için neler yapabileceğine dair bir örnek yer almaktadır.
Özetlemek gerekirse Türk edebiyatı, savaşın hayatımızdaki baskıcılığını ve trajedisini anlatarak insanların gönlünde yer edinen romanlar ortaya koyar. Bu romanlar, kaybolan hayatlar, yüz binlerce masum insanın özlemi, ölümcül hastalıkların yayılması, aile bağları ve sefaletler gibi birçok konudan bahsederler. Savaşın insanlara getirdiği acımasızlığı, beşeriyetin yaşadığı acımasızlık ile anlatarak, bir kez daha düşünce, toplumların barış ve huzur içerisinde yaşaması arzusunu yansıtmaktadır.