Distopya türünün en etkileyici örnekleri: Cesur Yeni Dünya ve 1984

Adı : Distopya türünün en etkileyici örnekleri: Cesur Yeni Dünya ve 1984

Distopya, yani distopik kurgular insanların hayatlarındaki kötüleşme, belirsizlik, kontrolsüzlük, suç, yoksulluk gibi unsurları işleyen edebi türdür. İnsanların hayatlarına çekişmeli, uzun süreçlerde derin bir yön veren distopyalar, cesur ve yenilikçi anlatılar sunarlar, distopyaların iyi örnekleri 1984 ve Cesur Yeni Dünya romanlarıdır.
Cesur Yeni Dünya romanında, yazar Aldous Huxley dünyayı gelecekte tasvir eder. Düyük krize işaret eden dünya, mutlak güç ve sadizmle yönetilen bir devlet tarafından kontrol edilir. Burada insanlar, ana temaları oluşturan fiziksel keyif, özgür ruh, aşk ve özgürlük gibi olgulardan uzaktır. Karakterler bu dünyada, fiziksel zihinsel kontrol altında tutulurlar, mutluluğu ve tıbbi tedaviyi baz alırlar. Bireysel özgürlüğe izin verilmez ve insanlar önceden belirlenmiş rollerde yaşarlar.
1984 romanında ise yazar George Orwell kurgu dünyasını tasvir eder. Burada dünya, bir tek devlet sistemine tabi olan Oceanialar adı verilen üç super devletin hakimiyeti altındadır. İnsanlar totaliter devletin kontrolü altındadır ve dünya her açıdan bozuktur. Burada herkes her şeyi yapmaları gereken bir kontrol makinesi taşır ve herkes yazılır, her hareketleri izlenir. İnsanlar, devletin ideolojisini kabul etmedikleri için düşünce suçu işlemektedirler. Bu suçlar için insanlar şiddete maruz kalır ve bilinçsiz kalmaları için zihinlerine zarar verilir. İnsanlar arasındaki ağzı sıkı, bu durum birbiriyle konuşmayan bireylerin yaşadığı yoğun bir yalnızlık hissi yaratır.
Yukarıdaki romanların insan hayatını nasıl şekillendirdiğinden çok daha fazlası söylenebilir. Bu romanlar bize distopik öngörüler getirdiği gibi, aynı zamanda dünyanın farklı yerlerinde meydana gelen olumsuzluklar hakkında da birçok şey söylerler.
Diğer distopya örneklerinden biri, Ray Bradbury'nin Fahrenheit 451 romanıdır. Burada, kitaplar yasaklanmıştır ve insanlar kontrol edilmek için kullanılır. İnsanlar televizyonda hareketsiz hale getirilir ve kitaplar gibi bilgi kaynakları yok edilmiştir.
Yine Edmondo De Amicis'in Cuore romanında, yazar İtalya Krallığı üzerine 19. yüzyılın sosyal sınıflarını anlatır. Roman, okul çağındaki genç öğrenciler üzerindeki ayrımcılık ve sosyal sınıfların yarattığı baskı duygusu hakkında birçok şey söyler.
Sonuç olarak, distopik romanlar insanların hayatlarını, dünya üzerinde yaşanan olumsuzlukları, siyasi fikirleri, ideolojileri, toplumsal değişimleri ele almaktadır. Bu nedenle, insanlar, bu distopik anlatı etkisinde kalarak, dünyayı daha iyi hale getirmek için yapılması gerekenleri daha iyi anlayabilirler.