*256 Bit SSL Sertifikası * Full Mobil Uyumlu * Full SEO Uyumlu
İsterseniz Mobil Uygulama Seçeneğiyle
Mağaralar, doğanın yarattığı insanla bütünleşmiş yapılar arasında en ilginç olanlardan biridir. İnsanlık tarihinin en eski dönemlerinde mağaralar, ilk insanlar tarafından barınak olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise, mağaralar turistlerin ilgisini çeken popüler bir turistik yer haline gelmiştir. Türkiye’de birçok mağara bulunmaktadır. İşte, Türkiye’deki mağaralar hakkında bazı örnekler.
Derinkuyu Yeraltı Şehri:
Derinkuyu Yeraltı Şehri, Nevşehir’in Derinkuyu ilçesinde yer almaktadır. Kapladığı alanın yaklaşık 4 km² olduğu düşünülmektedir. Derinkuyu, Roma döneminde insanların bölgede yaşamasına uygun olmayan iklim koşulları nedeniyle inşa edilmiştir. Ancak, şehir daha sonra, Hristiyanlığın yasaklandığı bir dönemde Hristiyanlar tarafından kullanılmıştır. Derinkuyu Yeraltı Şehri'nin en ilgi çekici özelliklerinden biri, kapasitesi itibariyle yer altında kurulmuş en büyük şehirlerden biri olmasıdır.
Karain Mağarası:
Karain Mağarası, Antalya’nın Yahşiler köyünde yer almaktadır. Girişinin yüksek olması sayesinde, mağara güneş ışıklarını da içine alabilen nadir mağaralardandır. Mağaranın uzunluğu yaklaşık 700 metre, yüksekliği ise 40 metredir. Mağara, ilk olarak 1946 yılında araştırmacılar tarafından keşfedilmiştir. Karain Mağarası, girişindeki birçok höyükten elde edilen bulgular sayesinde, insanların mağarada 40.000 yıl kadar önce yaşadığını kanıtlamaktadır.
Damlataş Mağarası:
Damlataş Mağarası, Antalya’nın Alanya ilçesinde yer almaktadır. Mağaraya ilk olarak 1948 yılında turistler tarafından keşfedilmiştir. Damlataş Mağarası'nın oluşumu yaklaşık 15.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Mağarada, damlataşı oluşumları, taşlar ve su havuzları bulunmaktadır. Mağaranın sıcak ve nemli havası, astım, bronşit ve sinüzit gibi solunum yolu rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
Cennet ve Cehennem Mağaraları:
Cennet ve Cehennem Mağaraları, Niğde’nin Bor ilçesinde yer almaktadır. Cennet Mağarası, oluşumu itibariyle adeta bir hayali kent gibidir. Mağaranın içinde gezinirken, dere yatağı, dar geçitler, üst üste yığılacak şekilde duran sarkıt ve dikitlerin arasında kaybolup giden pencereleri, kemerli kapı ve kubbeleri hatırlatır. Cehennem Mağarası ise, adı nedeniyle korkutucu bir efsaneye sahiptir. Mağaranın en ilginç özelliği ise, üzerinde bulunduğu kayanın sarsılması ile öksürük ve kusma hissi uyandıran bir doğal gaz salgısıdır.
Sonuç olarak, mağaralar doğanın yarattığı ve tarih boyunca insanlar tarafından kullanılmış yapılar arasındadır. Türkiye’de, tarihi ve kültürel açıdan oldukça önemli birkaç mağara bulunmaktadır. Bu mağaraların her biri, doğanın gücünü ve insanın hayal gücünü bize göstermesi açısından birçok özellik taşımaktadır. Mağaralarda yapılan kültürel geziler, bu özellikleri keşfetmek için ideal bir fırsattır.
Mağaralar, doğanın yarattığı insanla bütünleşmiş yapılar arasında en ilginç olanlardan biridir. İnsanlık tarihinin en eski dönemlerinde mağaralar, ilk insanlar tarafından barınak olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise, mağaralar turistlerin ilgisini çeken popüler bir turistik yer haline gelmiştir. Türkiye’de birçok mağara bulunmaktadır. İşte, Türkiye’deki mağaralar hakkında bazı örnekler.
Derinkuyu Yeraltı Şehri:
Derinkuyu Yeraltı Şehri, Nevşehir’in Derinkuyu ilçesinde yer almaktadır. Kapladığı alanın yaklaşık 4 km² olduğu düşünülmektedir. Derinkuyu, Roma döneminde insanların bölgede yaşamasına uygun olmayan iklim koşulları nedeniyle inşa edilmiştir. Ancak, şehir daha sonra, Hristiyanlığın yasaklandığı bir dönemde Hristiyanlar tarafından kullanılmıştır. Derinkuyu Yeraltı Şehri'nin en ilgi çekici özelliklerinden biri, kapasitesi itibariyle yer altında kurulmuş en büyük şehirlerden biri olmasıdır.
Karain Mağarası:
Karain Mağarası, Antalya’nın Yahşiler köyünde yer almaktadır. Girişinin yüksek olması sayesinde, mağara güneş ışıklarını da içine alabilen nadir mağaralardandır. Mağaranın uzunluğu yaklaşık 700 metre, yüksekliği ise 40 metredir. Mağara, ilk olarak 1946 yılında araştırmacılar tarafından keşfedilmiştir. Karain Mağarası, girişindeki birçok höyükten elde edilen bulgular sayesinde, insanların mağarada 40.000 yıl kadar önce yaşadığını kanıtlamaktadır.
Damlataş Mağarası:
Damlataş Mağarası, Antalya’nın Alanya ilçesinde yer almaktadır. Mağaraya ilk olarak 1948 yılında turistler tarafından keşfedilmiştir. Damlataş Mağarası'nın oluşumu yaklaşık 15.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Mağarada, damlataşı oluşumları, taşlar ve su havuzları bulunmaktadır. Mağaranın sıcak ve nemli havası, astım, bronşit ve sinüzit gibi solunum yolu rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
Cennet ve Cehennem Mağaraları:
Cennet ve Cehennem Mağaraları, Niğde’nin Bor ilçesinde yer almaktadır. Cennet Mağarası, oluşumu itibariyle adeta bir hayali kent gibidir. Mağaranın içinde gezinirken, dere yatağı, dar geçitler, üst üste yığılacak şekilde duran sarkıt ve dikitlerin arasında kaybolup giden pencereleri, kemerli kapı ve kubbeleri hatırlatır. Cehennem Mağarası ise, adı nedeniyle korkutucu bir efsaneye sahiptir. Mağaranın en ilginç özelliği ise, üzerinde bulunduğu kayanın sarsılması ile öksürük ve kusma hissi uyandıran bir doğal gaz salgısıdır.
Sonuç olarak, mağaralar doğanın yarattığı ve tarih boyunca insanlar tarafından kullanılmış yapılar arasındadır. Türkiye’de, tarihi ve kültürel açıdan oldukça önemli birkaç mağara bulunmaktadır. Bu mağaraların her biri, doğanın gücünü ve insanın hayal gücünü bize göstermesi açısından birçok özellik taşımaktadır. Mağaralarda yapılan kültürel geziler, bu özellikleri keşfetmek için ideal bir fırsattır.
Sınırsız Menü, Sınırsız Yemek, SSL Sertifikası, Full Mobil Uyumlu, Full SEO Uyumlu
ve Daha bir çok özellik. Bugün kullanmaya başlayın.