*256 Bit SSL Sertifikası * Full Mobil Uyumlu * Full SEO Uyumlu
İsterseniz Mobil Uygulama Seçeneğiyle
Gerçeküstü, ülkemizde özellikle 1950’li yıllarda edebiyat ve sanat dallarında sıkça kullanılan bir terimdir. Bu akım, gerçek dünya ile hayalin birleşiminin yarattığı bir dizi kavramlar ve teknikler barındırır. Bu bağlamda, gerçeküstü öğeler kullanılarak eserlerin içinde fantastik, absürd ve surrealizm gibi öğelere yer verilir. Son zamanlarda popüler bir hal alan gerçeküstü öğeler, sanat ve edebiyat alanında oldukça sık kullanılan bir tekniktir.
Bu makalede, gerçeküstü öğelerin kullanıldığı “Dört Bardak” adlı öyküye odaklanacağım. Olay örgüsünde kullanılan gerçeküstü öğelerle ilgili incelemelerim ve yorumlarımı paylaşacağım.
“Dört Bardak”, yapı olarak oldukça sade bir hikayedir. Öyküde, dört adamın bir restoranda yedikleri yemeğin ardından garsonun poşetleri yan masadaki kadına vermesiyle başlar. Bu gizemli kadın, adamın ilgisini çeker ve onu her defasında farklı bir şeyle meşgul eder. Hikaye, diğer üç adamın ise kadınla bir şekilde yollarının kesişmesi sonucu karşılaştığı tekrarcı bir döngüyü anlatır.
Gerçeküstü öğelerin kullanımı ise hikayenin olay örgüsünde başlar. Öncelikle, kadının karakteri gerçeküstüdür. Tüm hikayede, kadın kendini her zaman farklı kılıklarda gösterir ve karakteri kimseye tam olarak belli olmaz. Buna ek olarak, kadın ile diğer üç adam arasında geçen tekrarcı döngü, gerçeküstü bir öğedir. Bu tekrarlar, olayların başladığı şekilde yeniden yaşanmasını ve döngünün asla kırılmamasını anlatır.
Öykünün devamında, gerçeküstü öğelerin kullanımı artar. Örneğin, restoranın garsonu her seferinde doğal bir şekilde ortadan kaybolur ve böylece hikaye fantastik bir hal alır. Ayrıca, kadının kendini ortadan kaybetmesi de gerçeküstü öğelerin kullanıldığı diğer bir etkidir.
Bunların yanı sıra, öyküde kullanılan semboller de gerçeküstü öğelerle doludur. Bardaklar, öyküde tam bir sembolik anlam ifade eder. Dört adam başta bardakları paylaşırken, sonradan kadın tarafından sağlanan bardaklarla gerçeküstü bir hal alır. Ayrıca, üçüncü adamın bardağı parçalanır ve bu da hikayeye bir sembolik anlam katar.
Sonuç olarak, “Dört Bardak” adlı öykü, gerçeküstü öğelerin kullanımının iyi bir örneğidir. Hikayenin karakterleri, sembolleri ve olay örgüsü, gerçeküstü öğelerin kullanımına işaret eder. Böylece, yazarın yaratıcılığı ve öyküleme kabiliyeti,gerçeküstü öğeler sayesinde daha da dikkat çekicidir.
Gerçeküstü, ülkemizde özellikle 1950’li yıllarda edebiyat ve sanat dallarında sıkça kullanılan bir terimdir. Bu akım, gerçek dünya ile hayalin birleşiminin yarattığı bir dizi kavramlar ve teknikler barındırır. Bu bağlamda, gerçeküstü öğeler kullanılarak eserlerin içinde fantastik, absürd ve surrealizm gibi öğelere yer verilir. Son zamanlarda popüler bir hal alan gerçeküstü öğeler, sanat ve edebiyat alanında oldukça sık kullanılan bir tekniktir.
Bu makalede, gerçeküstü öğelerin kullanıldığı “Dört Bardak” adlı öyküye odaklanacağım. Olay örgüsünde kullanılan gerçeküstü öğelerle ilgili incelemelerim ve yorumlarımı paylaşacağım.
“Dört Bardak”, yapı olarak oldukça sade bir hikayedir. Öyküde, dört adamın bir restoranda yedikleri yemeğin ardından garsonun poşetleri yan masadaki kadına vermesiyle başlar. Bu gizemli kadın, adamın ilgisini çeker ve onu her defasında farklı bir şeyle meşgul eder. Hikaye, diğer üç adamın ise kadınla bir şekilde yollarının kesişmesi sonucu karşılaştığı tekrarcı bir döngüyü anlatır.
Gerçeküstü öğelerin kullanımı ise hikayenin olay örgüsünde başlar. Öncelikle, kadının karakteri gerçeküstüdür. Tüm hikayede, kadın kendini her zaman farklı kılıklarda gösterir ve karakteri kimseye tam olarak belli olmaz. Buna ek olarak, kadın ile diğer üç adam arasında geçen tekrarcı döngü, gerçeküstü bir öğedir. Bu tekrarlar, olayların başladığı şekilde yeniden yaşanmasını ve döngünün asla kırılmamasını anlatır.
Öykünün devamında, gerçeküstü öğelerin kullanımı artar. Örneğin, restoranın garsonu her seferinde doğal bir şekilde ortadan kaybolur ve böylece hikaye fantastik bir hal alır. Ayrıca, kadının kendini ortadan kaybetmesi de gerçeküstü öğelerin kullanıldığı diğer bir etkidir.
Bunların yanı sıra, öyküde kullanılan semboller de gerçeküstü öğelerle doludur. Bardaklar, öyküde tam bir sembolik anlam ifade eder. Dört adam başta bardakları paylaşırken, sonradan kadın tarafından sağlanan bardaklarla gerçeküstü bir hal alır. Ayrıca, üçüncü adamın bardağı parçalanır ve bu da hikayeye bir sembolik anlam katar.
Sonuç olarak, “Dört Bardak” adlı öykü, gerçeküstü öğelerin kullanımının iyi bir örneğidir. Hikayenin karakterleri, sembolleri ve olay örgüsü, gerçeküstü öğelerin kullanımına işaret eder. Böylece, yazarın yaratıcılığı ve öyküleme kabiliyeti,gerçeküstü öğeler sayesinde daha da dikkat çekicidir.
*256 Bit SSL Sertifikası * Full Mobil Uyumlu * Full SEO Uyumlu
İsterseniz Mobil Uygulama Seçeneğiyle