Habermas’ın Felsefesi: İletişimsel Eylemden İdeal Arzulara

Adı : Habermas’ın Felsefesi: İletişimsel Eylemden İdeal Arzulara

Jürgen Habermas, Alman filozof ve sosyal teorisyenidir. İletişim kuramı, siyaset ve toplumsal kuramlar üzerine çalışmalar yapmıştır. Habermas, kişilerarası iletişimdeki etkileşimin temellerini arayarak, toplumsal hayattaki sorunlara çözüm üretmeye çabalayan bir filozof olarak bilinir.
Habermas’ın felsefesi, iletişimin toplumsal işlevlerinin yanı sıra, toplumsal düzen ve hukuk sistemi gibi alanları da kapsar. Felsefesini özetleyecek olursak, Habermas’ın amacı insanlar arasındaki iletişim sürecini anlamak, bu süreci iyileştirmek ve insanların ideal seviyede iletişim kurabilmesini sağlamaktır.
Habermas, insanların iletişim kurabildiği üç farklı düzeyden bahsetmiştir:
1. Eminli Düzeyi: Konuşmacının kullanacağı belirli kelimelerin anlamları hakkında herkesin hemfikir olduğu düzeydir. Bu düzeyde, konuşmacı ve dinleyici arasında bir anlaşma sağlanmıştır.
2. Sosyal Düzey: İletişim sırasında söylenen kelimeler, dinleyicinin sosyal statüsüne göre farklı anlamlar taşırlar. Bu düzeyde, konuşmacının kullanacağı kelimeler, dinleyici tarafından anlaşılır.
3. İdeal Düzey: Konuşmacının ideal olarak söylediği şey ile, dinleyicinin evrensel olarak bildiği şey arasındaki ilişkidir. Bu düzeyde, konuşmacı ve dinleyici arasında ideal bir paylaşım söz konusudur.
Habermas, insanların birbirleriyle gerçek bir paylaşım yapabilmesi için ideal düzeyde iletişim kurmaları gerektiğini savunur. Bu ideal iletişim durumu, insanların birbirleriyle karşılıklı anlayış içinde olmasını ve düşüncelerini açıkça ifade etmelerinin yanı sıra, duygusal açıdan bağ kurmalarını sağlamalıdır.
Habermas’ın felsefesi, insanların barış içinde bir arada yaşamaları konusuna da değinir. Bu felsefe, demokratik bir toplum oluşturmak için iletişimsel eylemlerin önemini vurgular. İnsanların birbirlerini anlaması ve farklı görüşleri tartışarak ortak bir karara varmaları, toplumun barış içinde bir arada yaşaması için gereklidir.
Örneğin, ABD’deki siyahilere karşı yapılan ayrımcılık ve şiddet olayları, Habermas’ın iletişimsel eylem felsefesine örnek gösterilebilir. Siyahilerin maruz kaldığı ayrımcılık ve şiddet, insanların birbirleriyle ideal bir düzeyde iletişim kurmadıklarının bir yansıması olabilir. Egoizm ve önyargıların etkilerinin azaltılması için ideal düzeyde iletişimin kullanılması gereklidir.
Habermas’ın felsefesi, insanların birbirleri arasındaki farklılıkları kabul etmeleri gerektiğini savunur. Herkesin farklı görüşleri, ihtiyaçları ve dilleri vardır ve ideal iletişim, bu farklılıkların üstesinden gelmek için kullanılabilir. Bu felsefe, insanların birbirleriyle daha iyi anlaşmasına ve bir arada yaşamasına yardımcı olabilir.
Sonuç olarak, Habermas’ın felsefesi, insanların ideal bir düzeyde iletişim kurmalarını ve bu iletişim sayesinde barış içinde bir arada yaşamalarını hedefler. İnsanların farklılıklarını kabul etmesi, ideal düzeyde iletişim sağlanması ve sorunların çözümü için ortak akıl oluşumu, Habermas’ın felsefesinde önemli bir rol oynar.