• 0216 488 01 91
  • destek@sonsuzbilgi.com.tr

Firma Web Siteniz Var mı?

Mükemmel Bir Firma Web Siteniz Olsun, Bugün Kullanmaya Başlayın

*256 Bit SSL Sertifikası * Full Mobil Uyumlu * Full SEO Uyumlu
İsterseniz Mobil Uygulama Seçeneğiyle


Deleuze ve Postyapısalcılık: Felsefenin Geleceği Nasıl Olacak?

Adı : Deleuze ve Postyapısalcılık: Felsefenin Geleceği Nasıl Olacak?

Deleuze ve Postyapısalcılık, felsefe dünyasında son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir. Bu felsefi akımın, gelecekte felsefenin nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir etkisi olacağı açıktır. Peki, Deleuze ve Postyapısalcılık nedir? Bu felsefi akımın özellikleri nelerdir? Gelecekte felsefenin nasıl şekilleneceği konusunda ne gibi tahminler yapabiliriz? Bu soruların yanıtlarını, yazının devamında bulabilirsiniz.
Deleuze ve Postyapısalcılık Nedir?
Deleuze ve Postyapısalcılık, 20. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmış bir felsefi akımdır. Bu akımın temel özelliği, felsefe dilini değiştirmeye yönelik olmasıdır. Postyapısalcılar, felsefenin klasik sorunlarını sorgulayarak, yeni ve farklı sorunlar yaratır. Bu sayede, felsefi düşüncenin sınırlarını zorlarlar.
Deleuze ve Postyapısalcılık akımında, dildeki yapılar ve anlamlar felsefi düşüncenin temelini oluşturmaz. Buna karşın, Deleuze, varlık yüzeyi olarak adlandırdığı bir dünya görüşüne sahiptir. Bu görüşe göre, dünya, dildeki yapılar ve anlamlarla sınırlı değildir. Varlık yüzeyi, dildeki yapıların ötesinde bir gerçekliği ifade eder.
Postyapısalcılık akımı, dünyanın büyük ölçüde sözde oluşturulduğunu savunur. Yani, sözlü ifadelerin, anlamların ve yapısal özelliklerin dünyanın nasıl göründüğünü etkilediği fikri üzerine kuruludur. Bu nedenle, postyapısalcılar, dünyanın bilimsel anlamda nesnel bir gerçekliği olduğunu inkar etmezler. Ancak, sözde gerçekliğin, nesnel gerçekliği etkilediğini düşünürler.
Deleuze ve Postyapısalcılık'ın Özellikleri
Deleuze ve Postyapısalcılık akımının özellikleri şunlardır:
1- Yapısalcılık eleştirisi: Deleuze ve postyapısalcılar, yapısalcılığın önceden belirlenmiş öğeler ve yapılarla dünyayı açıklama girişimlerine eleştirel yaklaşırlar.
2- Dil Eleştirisi: Dil, toplumsal normların ve yapının yansıması olarak algılanır, fakat dile sırtını dönme iddiası yoktur.
3- Nomadık Felsefe: Deleuze, “Felsefe başta ezilen, dışlanmış, karşı çıkılan, kovulan, körlere ve sağır dağlara yüz çevrmiş yaratıklardan başka bir şey değildir. Felsefenin ilk işi, bir bireyin veya bir halkın ağzını yok edip, onları yarım etmekti. Çünkü felsefe her zaman romandan, şiirden, sinemadan, müzikten, resimden çok daha azına sahip olmuştur. Özgür düşünce, cüretkâr hayalgüçleri yoksunluklarından, yok etmelerinden, gitmelerinden doğar. sözleriyle, hareketli, yerine göre belirlenmiş objelerle sınırlı değil, herhangi bir yere köklü bağlantılar atarak oluşturulabilir.
4- Özne Kararsızlığı: Deleuze'ya göre özne, nesnelerle olan ilişkisinden ayrı tutulamaz, bu sebeple özne kararsızdır.
5- Sınırsız Olma: Deleuze, “Felsefe, sınırlarla ve onların ötesindeki nesnelerle uğraşır” demiştir. Kendinden en özet biçimde bahseden bu cümle, deleuze’a uygun olarak fizik, biyoloji, matematik ve mantıkta gibi alanlarda gezinme eğilimini gösterir.
Deleuze ve Postyapısalcılık'ın Etkisi
Deleuze ve Postyapısalcılık, felsefe dünyasında önemli bir etkiye sahiptir. Yapısı ve içeriği itibariyle felsefi düşüncenin sınırlarını zorlayarak, felsefe dilini değiştirmeye yönelik bir hareket olarak kabul edilebilir. Ayrıca, Deleuze ve Postyapısalcılık akımı, felsefenin daha çok eleştirel düşünceye yönelmesine katkı sağlamıştır. Gelecekte felsefenin şekillenmesinde önemli bir rol oynayacağına inanılır.
Deleuze ve Postyapısalcılık örnekleri:
1- Michel Foucault: Deliliğin Tarihi, Nineteen Eighty-Four'da Hapishane ve Gözetim ve İktidarın Tarihi gibi eserleri ile postyapısalcılığın en önemli temsilcilerinden biridir.
2- Gilles Deleuze: Differance ve Anti-Özeleştiri gibi eserleri ile Postyapısalcılık akımına damgasını vurmuştur.
3- Jacques Derrida: Yapısöküm ve Felsefe'yi Aşmadan gibi eserleri ile postyapısalcılığın temsilcilerinden olmuştur. Ayrıca, Yazı Gezegeni adlı eseri, yapısalcılık eleştirisi bakımından dikkat çekicidir.
Sonuç olarak, Deleuze ve Postyapısalcılık akımı, felsefe dünyasında önemli bir yere sahiptir. Felsefenin eleştirel düşünceye yönelmemize ve dildeki yapıların ötesinde bir gerçekliği kabul etmemize katkı sağlamıştır. Gelecekte felsefenin şekillenmesinde önemli bir rol oynayacağına inanılır.

Deleuze ve Postyapısalcılık: Felsefenin Geleceği Nasıl Olacak?

Adı : Deleuze ve Postyapısalcılık: Felsefenin Geleceği Nasıl Olacak?

Deleuze ve Postyapısalcılık, felsefe dünyasında son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir. Bu felsefi akımın, gelecekte felsefenin nasıl şekilleneceği konusunda önemli bir etkisi olacağı açıktır. Peki, Deleuze ve Postyapısalcılık nedir? Bu felsefi akımın özellikleri nelerdir? Gelecekte felsefenin nasıl şekilleneceği konusunda ne gibi tahminler yapabiliriz? Bu soruların yanıtlarını, yazının devamında bulabilirsiniz.
Deleuze ve Postyapısalcılık Nedir?
Deleuze ve Postyapısalcılık, 20. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmış bir felsefi akımdır. Bu akımın temel özelliği, felsefe dilini değiştirmeye yönelik olmasıdır. Postyapısalcılar, felsefenin klasik sorunlarını sorgulayarak, yeni ve farklı sorunlar yaratır. Bu sayede, felsefi düşüncenin sınırlarını zorlarlar.
Deleuze ve Postyapısalcılık akımında, dildeki yapılar ve anlamlar felsefi düşüncenin temelini oluşturmaz. Buna karşın, Deleuze, varlık yüzeyi olarak adlandırdığı bir dünya görüşüne sahiptir. Bu görüşe göre, dünya, dildeki yapılar ve anlamlarla sınırlı değildir. Varlık yüzeyi, dildeki yapıların ötesinde bir gerçekliği ifade eder.
Postyapısalcılık akımı, dünyanın büyük ölçüde sözde oluşturulduğunu savunur. Yani, sözlü ifadelerin, anlamların ve yapısal özelliklerin dünyanın nasıl göründüğünü etkilediği fikri üzerine kuruludur. Bu nedenle, postyapısalcılar, dünyanın bilimsel anlamda nesnel bir gerçekliği olduğunu inkar etmezler. Ancak, sözde gerçekliğin, nesnel gerçekliği etkilediğini düşünürler.
Deleuze ve Postyapısalcılık'ın Özellikleri
Deleuze ve Postyapısalcılık akımının özellikleri şunlardır:
1- Yapısalcılık eleştirisi: Deleuze ve postyapısalcılar, yapısalcılığın önceden belirlenmiş öğeler ve yapılarla dünyayı açıklama girişimlerine eleştirel yaklaşırlar.
2- Dil Eleştirisi: Dil, toplumsal normların ve yapının yansıması olarak algılanır, fakat dile sırtını dönme iddiası yoktur.
3- Nomadık Felsefe: Deleuze, “Felsefe başta ezilen, dışlanmış, karşı çıkılan, kovulan, körlere ve sağır dağlara yüz çevrmiş yaratıklardan başka bir şey değildir. Felsefenin ilk işi, bir bireyin veya bir halkın ağzını yok edip, onları yarım etmekti. Çünkü felsefe her zaman romandan, şiirden, sinemadan, müzikten, resimden çok daha azına sahip olmuştur. Özgür düşünce, cüretkâr hayalgüçleri yoksunluklarından, yok etmelerinden, gitmelerinden doğar. sözleriyle, hareketli, yerine göre belirlenmiş objelerle sınırlı değil, herhangi bir yere köklü bağlantılar atarak oluşturulabilir.
4- Özne Kararsızlığı: Deleuze'ya göre özne, nesnelerle olan ilişkisinden ayrı tutulamaz, bu sebeple özne kararsızdır.
5- Sınırsız Olma: Deleuze, “Felsefe, sınırlarla ve onların ötesindeki nesnelerle uğraşır” demiştir. Kendinden en özet biçimde bahseden bu cümle, deleuze’a uygun olarak fizik, biyoloji, matematik ve mantıkta gibi alanlarda gezinme eğilimini gösterir.
Deleuze ve Postyapısalcılık'ın Etkisi
Deleuze ve Postyapısalcılık, felsefe dünyasında önemli bir etkiye sahiptir. Yapısı ve içeriği itibariyle felsefi düşüncenin sınırlarını zorlayarak, felsefe dilini değiştirmeye yönelik bir hareket olarak kabul edilebilir. Ayrıca, Deleuze ve Postyapısalcılık akımı, felsefenin daha çok eleştirel düşünceye yönelmesine katkı sağlamıştır. Gelecekte felsefenin şekillenmesinde önemli bir rol oynayacağına inanılır.
Deleuze ve Postyapısalcılık örnekleri:
1- Michel Foucault: Deliliğin Tarihi, Nineteen Eighty-Four'da Hapishane ve Gözetim ve İktidarın Tarihi gibi eserleri ile postyapısalcılığın en önemli temsilcilerinden biridir.
2- Gilles Deleuze: Differance ve Anti-Özeleştiri gibi eserleri ile Postyapısalcılık akımına damgasını vurmuştur.
3- Jacques Derrida: Yapısöküm ve Felsefe'yi Aşmadan gibi eserleri ile postyapısalcılığın temsilcilerinden olmuştur. Ayrıca, Yazı Gezegeni adlı eseri, yapısalcılık eleştirisi bakımından dikkat çekicidir.
Sonuç olarak, Deleuze ve Postyapısalcılık akımı, felsefe dünyasında önemli bir yere sahiptir. Felsefenin eleştirel düşünceye yönelmemize ve dildeki yapıların ötesinde bir gerçekliği kabul etmemize katkı sağlamıştır. Gelecekte felsefenin şekillenmesinde önemli bir rol oynayacağına inanılır.


Emlak Web Sitesi

Büyümeyi hayal etmeyin, bugün başlayın...

*256 Bit SSL Sertifikası * Full Mobil Uyumlu * Full SEO Uyumlu
İsterseniz Mobil Uygulama Seçeneğiyle


Deleuze Postyapısalcılık felsefe dilini değiştirmek yeni sorunlar yaratmak varlık yüzeyi dünya sözde oluşturulmuş nesnel gerçeklik etkilenir yapısalcılık eleştirisi dil eleştirisi nomadik felsefe özne kararsızlığı sınırsız olma